UFO’lar ve Uzaylılar için dünyanın birçok yerinde önemli görevlerinde bulunmuş bilim adamları ve kişiler çeşitli açıklamalar yaptılar. Onlardan bir bölümünü burada yayınlıyorum. Çünkü bu konu hakkında görüş bildirenlerin açıklamaları hala kabul edilmektedir.
Beyaz Rusya Bilimler Akademisi Başkanı Doktor Kupreviç:
“İnsanlarıyla temas etmeden Dünya’yı araştıran uzayın derinliklerinden gelen varlıklar olabilir. Onların zeka gelişimleri öyle yüksektir ki, bizler, mağara insanlarına göre ne durumda isek, onların yanında bizler de öyleyiz.”
Von Braun’un Hocası ve Ünlü Füze Bilgini Prof. Dr. Hermann Obert:
“Uçan Daireler insan eliyle yapılmamıştır. Bugün biz bu cisimlerin uçtuğu gibi uçabilen makineler yapamıyoruz. Erich Von Daniken’in çalışmaları başarı vaat ediyor. Daha önce de zaman zaman Planetimize başka yıldızlardan ziyaretçilerin gelmiş olma ihtimali üzerinde durulmuştur. Ancak önümüzdeki çalışma serisinde bunun ispatı yoluna girilmektedir. Gerçekten bugün bile bundan 5-10 bin sene önce ve hatta daha önceleri dünyamız üzerinde en az bizimki kadar bilgilere sahip yaratıkların yaşamış oldukları ispat edilmiş sayılabilir. Daniken’in buldukları dünya üzerinde gelişmiş bir ırkın yapmış olamayacağına dair birçok delilleri ortaya koymaktadırlar. Çünkü böyle bir ırk dünyanın o devirlerindeki kültür seviyesine yabancı düşer. Benim için Piri Reis’in yüzlerce senelik haritaları en önemli ispat belgeleridir. Uçan meydanları uçaklar için yapılmış işaretler ve başkaları, bazı teşhis edilemeyen uçan dairelerin de büyük bir ihtimalle yabancı alemlerden gelen gemileri olması düşüncesi de yanlış bir tasavvur değil.”
V-1 Füzeleri Rampası Peenemünde Üs Müdürü Dr. Walter Riedel:
“Uçan Dairelerin Venüs gezegeninden geldiklerini sanıyorum. UFO’lar Ayın dünyadan görünmeyen bir üs olarak kullanmaktadırlar.”
Amerikan Hava Kuvvetleri Eski Komutanı Albert M. Chop:
“Bu husus kesinlikle bellidir. Uzaydan gelen yaratıklar tarafından gözlenmekte ve kontrol edilmekteyiz.”
Amerika Hava Kuvvetleri Eski Komutanı Edward J. Ruppelt:
“Uçan Daireler gerçektir. Hakikatleri gizlemek dünya insanlarına hiçbir şey kazandırmayacaktır.”
Fransa Meudon Gözlemevinde Politeknisyen ve Astrofizikçi Jean Claude Ribes:
“Güvenilir raporlardan anlaşıldığına göre Uçan Daireler müthiş bir süratle dünya atmosferine girmektedirler. Bu araçlar akıllı varlıklar tarafından yönetilmektedir.”
Rusya Bilimler Akademisi Araştırmacısı Viaçeslav Zaitsev:
“Bütün toplumların mitolojileri daimi olarak göklerden gelen insanlarla ilgili olmaktadır. Yakın zamanlarda Tibet Yazmalarının keşfi 12.000 yıldan beri fezadan uzay gemilerinin yeryüzüne geldiğini ispatlar. Yugoslavya’daki fresklerde, meleklerinde uzaylılara benzemesi bu iddiayı doğrulamaktadır.”
Metapsişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Derneği Üyesi Prof. Suat Plevne:
“Uzay realitesi bir hakikattir. Bütün dinler onların bilgisiyle doludur. Kur’anda yirmiden fazla gizli ve aşikara atıflar yapılmıştır. Uçan Daireler hakikattir.”
Norveç Hava Kuvvetleri’nden Albay Gernord Darnbly:
Uçan Dairelerden fırlatılan gözlem disklerinden biri 1955 yılında Norveç Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmüştür. Albay Gernod şu açıklamada bulunmuştur: Bu alet yeryüzünde inşa edilmemiştir. Onun yapısında kullanılan materyaller araştırmaya katılmış uzmanların hepsince bilinmeyen maddelerdir.”
Cambridge Üniversitesinden Dr. Anthony Hewish:
“Arz dışı bir hayatın varlığı inancına katılıyorum. Galaksimiz içinde yer almış bulunan korkunç sayıdaki yıldızlar içinde sadece bizim dünyamızda hayatı aramak biraz tuhaftır.”
Psikolog Carl Gustav Jung:
“UFO olayını salt ruhbilim açısından açıklamak imkansızdır. Uçan Daireler fizik kanunlara uymuyor, ağırlık nedir bilmiyor ve görünüşe göre insana yakın pilotlar tarafından yönetiliyor. Bu makinelerin yapımı, bilgilerimizi kat kat aşan bilimsel bir tekniğin örneğidir.”
Sovyet Bilimler Akademisi’nden Prof. Alexei Kazantsev:
“Bu mağara duvarlarında bulunan resimler binlerce yıl önce dünyamızı ziyaret eden tanımadığımız yaratıkları gösteriyor. Bunları araştırıp tartışmak, üzerlerinde çeşitli yorumlar yapmak gerekir. Varlıklarını kabul etmemek için hiçbir nedenimiz yoktur.”
Bu açıklamaları bilim adamları ve önemli görevlerde bulunmuş kişiler yapıştır. Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Hepsinin ortak noktaları UFO ziyaretlerinin binlerce yıl önce yapılmış olmasını söylemeleridir. Özellikle Amerikanın önde gelen bilim adamları Uzayda hayat konusuna inandıklarını ileri sürerken, çeşitli teoriler de ileri sürmektedirler.
Colorado Üniversitesi Astronomi Kürsüsünden Prof. Dr. S. Franklin:
“Diğer planet sistemlerinde zeka sahibi canlıların bulunması imkansız sayılamaz. Onların şimdiye kadar dünyamızı birçok kez ziyaret etmiş olmaları oldukça normaldir. Bu gibi ziyaretler bugün bizim ulaşmış olduğumuz teknolojik seviye ile başarılamaz. Fakat uzmanların belirttiklerine göre, başka planetlere seyahat sorunu gelecekte başarılabilir. Kültür düzeyi bakımından bizden en az 1 milyon yıl ileride bulunan planetler gerçekten vardır. Ve onlar hiç kuşkusuz, bugün bizim düşünemeyeceğimiz enerji şekillerinden yararlanmaktadırlar.”
Bugün Amerika’da milyonlarca insan gökyüzünde UFO gördüğünü açıklarken, işin başından bu yana Amerikan Hükümeti tüm UFO olaylarını yalanlama yoluna gitmiştir. Buna rağmen elde edilen bilgiler ver güvenilir tanıkların şahit oldukları olaylar nedeniyle açıklamalar yapamadıkları binlerce olay meydana gelmiştir. Hala da gelmektedir. Amerikan Hükümeti 1960’larda Uçan Daireler konusunda halkı aydınlatmak üzere Dr. Condon Başkanlığında bir komite kurdurdu. Komitede bilim adamları da bulunuyordu. Araştırmalar başlayınca komite üyesi Profesör Allen Hynek ve James Mac Donald başta birçok ünlü bilim adamı olayı protesto edip istifa ettiler.
Condon Komitesi 1500 sayfa rapor hazırlayıp halka dağıtmıştır. Bu rapora göre UFO’lar yoktur, bunlar hayal mahsulüdür. 1 milyon dolar para boş yere harcanırken birçok bilim adamı raporu gülünç bulmuştur.
1965 yılında Washington’da yayınlanan resmi bir rapor tam 663 olay hakkında kesin bir sonuca varılamadığını, olay tanıklarının güvenilir insanlar olduğunu ve bunlar tarafından görülen uçan nesnelerin deney balonu, yıldız, uçak ya da doğal olaylar olmadığını kabul etmiştir.
Amerikalıların bu sırrı saklama hızı iyice artmış ABD Uçan Daireler konusunda gizli bilgileri açıklayan kimseler hakkında on yıl hapis ve on bin Dolar para cezasına çarptırılmalarını öngören iki hükümet bildirisi AF 200-2 ve JANAP 146 halen yürürlükte bulunmakta. Tabii 1960’lardan bu yana bu kanuna muhalefet etmekten yargılanan ve ceza görenin olup olmadığı belli değil, ama bu kadar önlem neden alınıyor. İşte sorulması gereken soru bu. Çünkü Amerikalılar Uzaylılarla temasa geçtiler. Bilgileri ele geçirdiler ve teknolojik üstünlük sağladılar. Tıpkı 1930’larda Nazilerin ele geçirdikleri bilgiler gibi. Onlar da Uzaylılarla temasa geçtiler ve bilgiyi aldılar. Hatta UFO bile yaptılar. Hitler 2’nci Dünya Savaşını biraz daha geç başlatmış olsaydı. Bugün süper Devlet olarak Almanya’yı konuşur olurduk. Nazilerin Uzay bağlantısını geniş bir şekilde açıklamak mümkün.
Fransız Prof. Andre Bouguenec şöyle yazıyor:
“Uçan Dairelerin var olup olmamaları önemli değil, önemli olan hükümet bütçelerini etkileyen olayın kendisidir. İnsanlığın başlangıcı konusunda yeni düşünceler doğurduğu, tarih hakkında kaybolan uygarlıklar hakkında yeni tezler getirdiği için uçandaireler olayı bir mucize sayılabilir.”
İngiltere Elektronik ve Radyo Enstitüsü uzmanlarından elektronik mühendisi Mr. Age Mobey UFO’lar konusunda bir rapor hazırlayarak şunları açıkladı:
1- İnsanlık evrende tek başıan değildir. Gerek bizim galaksimizde gerekse diğerlerinde bize benzer insanlar vardır.
2- Diğeri insanımsı (humanoid) hayat formları gerek bizim güneşin, gerekse diğer güneşlerin planetlerinde mevcuttur. Bu insanlar yüksek teknolojilerinin verdiği imkanlarla zaman zaman dünyayı ziyaret ederler.
3- Bu ziyaretler zamanın başlangıcından ve bizim planetimizin ortaya çıkışından beri evrende süregelmektedir.
4- Rapor edilen ziyaretlere bakılacak olursa, bu gidip gelişler bugün dünyamızın içinde bulunduğu sosyal, maddesel, ilmi ve insanlığın gelişimi ile ilgilidir.
5- Şimdiye kadar olagelen bu temaslar ve görünmeler bu yeni duruma alışmamız içindir.
Bu maddeler üzerinde görüş bildiren ve kabul eden bilim adamlarının sayısı dünyanın her ülkesinde gittikçe artmaktadır. Öteden beri Uzay Uygarlıkları tezini savunman Prof. Shklovskjj 23 Mayıs 1964’te Byurakan da düzenlenen bir kongrede görüşlerini şöyle açıklamıştır. Sovyet bilim adamı uzay uygarlıklarını iki şarta bağlıyor:
1- Uygarlığın yayılma alanını yaratacak hayat alanı.
2- Uygarlığın enerji tüketimi.
Bu iki şarta göre uygarlıkları da üçe ayırıyor:
1- Teknolojisi bizimkine benzeyen bulunduğu gezegeni kapsayan ve gezegeninden aldığı enerjinin bütününü tüketen uygarlıklar.
2- Bir gezegen sisteminden yayılan, hem kendi gezegeninin, hem de çevredeki gezegenlerin enerjisini kullanan uygarlıklar.
3- Kendi sisteminden çıkıp yakın yıldızları fetheden, giderek samanyolunda yayılan ve milyonlarca üstün enerji kullanan uygarlıklar.
Bilim adamları çalışmalarını bir yandan sürdürüken Üniversitelerin ünlü isimleri de çeşitli açıklamalarda bulunmaktadırlar. Cornel Üniversitesinden Profesör Giuseppe Cocconi ve Philip Morrison ise görüşlerini şöyle belirtmektedir:
“Güneşe benzeyen bir yıldızın yakınlarında bilimle ilgilenen, bizden çok daha üstün teknik imkanlara sahip uygarlıklar var.”
1958 yılında Avusturya’nın Kitzbühl şehrinde toplanan bir bilginler kurulu gizli bir anlaşma imzaladılar. Yıllar sonra medya da sızan bu anlaşmaya göre iki konu üzerinde konuşuldu.
A- Güneş sistemindeki gezegenlerde varolabilecek toplumlarla ilişkiler kurmak.
B- Üstün insan ve robotların yapımını incelemek ve denetlemek.
Bilim adamları araştırmalarını gizlice bile olsa bugün de devam ettiriyorlar. Amaç Uzaylılarla temasa geçip bilgiye ve üstün teknolojiye sahip olmak? İşte buna en güzel örnek 1952 yılında ABD’de düşen Uçan Daire’yi bulan Amerikalılar en iyi delildir.
ALINTIDIR.
Uçan daireler için görüş bildiren ünlü isimler;
UFO’lar ve Uzaylılar için dünyanın birçok yerinde önemli görevlerinde bulunmuş bilim adamları ve kişiler çeşitli açıklamalar yaptılar. Onlardan bir bölümünü burada yayınlıyorum. Çünkü bu konu hakkında görüş bildirenlerin açıklamaları hala kabul edilmektedir.
Beyaz Rusya Bilimler Akademisi Başkanı Doktor Kupreviç:
“İnsanlarıyla temas etmeden Dünya’yı araştıran uzayın derinliklerinden gelen varlıklar olabilir. Onların zeka gelişimleri öyle yüksektir ki, bizler, mağara insanlarına göre ne durumda isek, onların yanında bizler de öyleyiz.”
Von Braun’un Hocası ve Ünlü Füze Bilgini Prof. Dr. Hermann Obert:
“Uçan Daireler insan eliyle yapılmamıştır. Bugün biz bu cisimlerin uçtuğu gibi uçabilen makineler yapamıyoruz. Erich Von Daniken’in çalışmaları başarı vaat ediyor. Daha önce de zaman zaman Planetimize başka yıldızlardan ziyaretçilerin gelmiş olma ihtimali üzerinde durulmuştur. Ancak önümüzdeki çalışma serisinde bunun ispatı yoluna girilmektedir. Gerçekten bugün bile bundan 5-10 bin sene önce ve hatta daha önceleri dünyamız üzerinde en az bizimki kadar bilgilere sahip yaratıkların yaşamış oldukları ispat edilmiş sayılabilir. Daniken’in buldukları dünya üzerinde gelişmiş bir ırkın yapmış olamayacağına dair birçok delilleri ortaya koymaktadırlar. Çünkü böyle bir ırk dünyanın o devirlerindeki kültür seviyesine yabancı düşer. Benim için Piri Reis’in yüzlerce senelik haritaları en önemli ispat belgeleridir. Uçan meydanları uçaklar için yapılmış işaretler ve başkaları, bazı teşhis edilemeyen uçan dairelerin de büyük bir ihtimalle yabancı alemlerden gelen gemileri olması düşüncesi de yanlış bir tasavvur değil.”
V-1 Füzeleri Rampası Peenemünde Üs Müdürü Dr. Walter Riedel:
“Uçan Dairelerin Venüs gezegeninden geldiklerini sanıyorum. UFO’lar Ayın dünyadan görünmeyen bir üs olarak kullanmaktadırlar.”
Amerikan Hava Kuvvetleri Eski Komutanı Albert M. Chop:
“Bu husus kesinlikle bellidir. Uzaydan gelen yaratıklar tarafından gözlenmekte ve kontrol edilmekteyiz.”
Amerika Hava Kuvvetleri Eski Komutanı Edward J. Ruppelt:
“Uçan Daireler gerçektir. Hakikatleri gizlemek dünya insanlarına hiçbir şey kazandırmayacaktır.”
Fransa Meudon Gözlemevinde Politeknisyen ve Astrofizikçi Jean Claude Ribes:
“Güvenilir raporlardan anlaşıldığına göre Uçan Daireler müthiş bir süratle dünya atmosferine girmektedirler. Bu araçlar akıllı varlıklar tarafından yönetilmektedir.”
Rusya Bilimler Akademisi Araştırmacısı Viaçeslav Zaitsev:
“Bütün toplumların mitolojileri daimi olarak göklerden gelen insanlarla ilgili olmaktadır. Yakın zamanlarda Tibet Yazmalarının keşfi 12.000 yıldan beri fezadan uzay gemilerinin yeryüzüne geldiğini ispatlar. Yugoslavya’daki fresklerde, meleklerinde uzaylılara benzemesi bu iddiayı doğrulamaktadır.”
Metapsişik Tetkikler ve İlmi Araştırmalar Derneği Üyesi Prof. Suat Plevne:
“Uzay realitesi bir hakikattir. Bütün dinler onların bilgisiyle doludur. Kur’anda yirmiden fazla gizli ve aşikara atıflar yapılmıştır. Uçan Daireler hakikattir.”
Norveç Hava Kuvvetleri’nden Albay Gernord Darnbly:
Uçan Dairelerden fırlatılan gözlem disklerinden biri 1955 yılında Norveç Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmüştür. Albay Gernod şu açıklamada bulunmuştur: Bu alet yeryüzünde inşa edilmemiştir. Onun yapısında kullanılan materyaller araştırmaya katılmış uzmanların hepsince bilinmeyen maddelerdir.”
Cambridge Üniversitesinden Dr. Anthony Hewish:
“Arz dışı bir hayatın varlığı inancına katılıyorum. Galaksimiz içinde yer almış bulunan korkunç sayıdaki yıldızlar içinde sadece bizim dünyamızda hayatı aramak biraz tuhaftır.”
Psikolog Carl Gustav Jung:
“UFO olayını salt ruhbilim açısından açıklamak imkansızdır. Uçan Daireler fizik kanunlara uymuyor, ağırlık nedir bilmiyor ve görünüşe göre insana yakın pilotlar tarafından yönetiliyor. Bu makinelerin yapımı, bilgilerimizi kat kat aşan bilimsel bir tekniğin örneğidir.”
Sovyet Bilimler Akademisi’nden Prof. Alexei Kazantsev:
“Bu mağara duvarlarında bulunan resimler binlerce yıl önce dünyamızı ziyaret eden tanımadığımız yaratıkları gösteriyor. Bunları araştırıp tartışmak, üzerlerinde çeşitli yorumlar yapmak gerekir. Varlıklarını kabul etmemek için hiçbir nedenimiz yoktur.”
Bu açıklamaları bilim adamları ve önemli görevlerde bulunmuş kişiler yapıştır. Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Hepsinin ortak noktaları UFO ziyaretlerinin binlerce yıl önce yapılmış olmasını söylemeleridir. Özellikle Amerikanın önde gelen bilim adamları Uzayda hayat konusuna inandıklarını ileri sürerken, çeşitli teoriler de ileri sürmektedirler.
Colorado Üniversitesi Astronomi Kürsüsünden Prof. Dr. S. Franklin:
“Diğer planet sistemlerinde zeka sahibi canlıların bulunması imkansız sayılamaz. Onların şimdiye kadar dünyamızı birçok kez ziyaret etmiş olmaları oldukça normaldir. Bu gibi ziyaretler bugün bizim ulaşmış olduğumuz teknolojik seviye ile başarılamaz. Fakat uzmanların belirttiklerine göre, başka planetlere seyahat sorunu gelecekte başarılabilir. Kültür düzeyi bakımından bizden en az 1 milyon yıl ileride bulunan planetler gerçekten vardır. Ve onlar hiç kuşkusuz, bugün bizim düşünemeyeceğimiz enerji şekillerinden yararlanmaktadırlar.”
Bugün Amerika’da milyonlarca insan gökyüzünde UFO gördüğünü açıklarken, işin başından bu yana Amerikan Hükümeti tüm UFO olaylarını yalanlama yoluna gitmiştir. Buna rağmen elde edilen bilgiler ver güvenilir tanıkların şahit oldukları olaylar nedeniyle açıklamalar yapamadıkları binlerce olay meydana gelmiştir. Hala da gelmektedir. Amerikan Hükümeti 1960’larda Uçan Daireler konusunda halkı aydınlatmak üzere Dr. Condon Başkanlığında bir komite kurdurdu. Komitede bilim adamları da bulunuyordu. Araştırmalar başlayınca komite üyesi Profesör Allen Hynek ve James Mac Donald başta birçok ünlü bilim adamı olayı protesto edip istifa ettiler.
Condon Komitesi 1500 sayfa rapor hazırlayıp halka dağıtmıştır. Bu rapora göre UFO’lar yoktur, bunlar hayal mahsulüdür. 1 milyon dolar para boş yere harcanırken birçok bilim adamı raporu gülünç bulmuştur.
1965 yılında Washington’da yayınlanan resmi bir rapor tam 663 olay hakkında kesin bir sonuca varılamadığını, olay tanıklarının güvenilir insanlar olduğunu ve bunlar tarafından görülen uçan nesnelerin deney balonu, yıldız, uçak ya da doğal olaylar olmadığını kabul etmiştir.
Amerikalıların bu sırrı saklama hızı iyice artmış ABD Uçan Daireler konusunda gizli bilgileri açıklayan kimseler hakkında on yıl hapis ve on bin Dolar para cezasına çarptırılmalarını öngören iki hükümet bildirisi AF 200-2 ve JANAP 146 halen yürürlükte bulunmakta. Tabii 1960’lardan bu yana bu kanuna muhalefet etmekten yargılanan ve ceza görenin olup olmadığı belli değil, ama bu kadar önlem neden alınıyor. İşte sorulması gereken soru bu. Çünkü Amerikalılar Uzaylılarla temasa geçtiler. Bilgileri ele geçirdiler ve teknolojik üstünlük sağladılar. Tıpkı 1930’larda Nazilerin ele geçirdikleri bilgiler gibi. Onlar da Uzaylılarla temasa geçtiler ve bilgiyi aldılar. Hatta UFO bile yaptılar. Hitler 2’nci Dünya Savaşını biraz daha geç başlatmış olsaydı. Bugün süper Devlet olarak Almanya’yı konuşur olurduk. Nazilerin Uzay bağlantısını geniş bir şekilde açıklamak mümkün.
Fransız Prof. Andre Bouguenec şöyle yazıyor:
“Uçan Dairelerin var olup olmamaları önemli değil, önemli olan hükümet bütçelerini etkileyen olayın kendisidir. İnsanlığın başlangıcı konusunda yeni düşünceler doğurduğu, tarih hakkında kaybolan uygarlıklar hakkında yeni tezler getirdiği için uçandaireler olayı bir mucize sayılabilir.”
İngiltere Elektronik ve Radyo Enstitüsü uzmanlarından elektronik mühendisi Mr. Age Mobey UFO’lar konusunda bir rapor hazırlayarak şunları açıkladı:
1- İnsanlık evrende tek başıan değildir. Gerek bizim galaksimizde gerekse diğerlerinde bize benzer insanlar vardır.
2- Diğeri insanımsı (humanoid) hayat formları gerek bizim güneşin, gerekse diğer güneşlerin planetlerinde mevcuttur. Bu insanlar yüksek teknolojilerinin verdiği imkanlarla zaman zaman dünyayı ziyaret ederler.
3- Bu ziyaretler zamanın başlangıcından ve bizim planetimizin ortaya çıkışından beri evrende süregelmektedir.
4- Rapor edilen ziyaretlere bakılacak olursa, bu gidip gelişler bugün dünyamızın içinde bulunduğu sosyal, maddesel, ilmi ve insanlığın gelişimi ile ilgilidir.
5- Şimdiye kadar olagelen bu temaslar ve görünmeler bu yeni duruma alışmamız içindir.
Bu maddeler üzerinde görüş bildiren ve kabul eden bilim adamlarının sayısı dünyanın her ülkesinde gittikçe artmaktadır. Öteden beri Uzay Uygarlıkları tezini savunman Prof. Shklovskjj 23 Mayıs 1964’te Byurakan da düzenlenen bir kongrede görüşlerini şöyle açıklamıştır. Sovyet bilim adamı uzay uygarlıklarını iki şarta bağlıyor:
1- Uygarlığın yayılma alanını yaratacak hayat alanı.
2- Uygarlığın enerji tüketimi.
Bu iki şarta göre uygarlıkları da üçe ayırıyor:
1- Teknolojisi bizimkine benzeyen bulunduğu gezegeni kapsayan ve gezegeninden aldığı enerjinin bütününü tüketen uygarlıklar.
2- Bir gezegen sisteminden yayılan, hem kendi gezegeninin, hem de çevredeki gezegenlerin enerjisini kullanan uygarlıklar.
3- Kendi sisteminden çıkıp yakın yıldızları fetheden, giderek samanyolunda yayılan ve milyonlarca üstün enerji kullanan uygarlıklar.
Bilim adamları çalışmalarını bir yandan sürdürüken Üniversitelerin ünlü isimleri de çeşitli açıklamalarda bulunmaktadırlar. Cornel Üniversitesinden Profesör Giuseppe Cocconi ve Philip Morrison ise görüşlerini şöyle belirtmektedir:
“Güneşe benzeyen bir yıldızın yakınlarında bilimle ilgilenen, bizden çok daha üstün teknik imkanlara sahip uygarlıklar var.”
1958 yılında Avusturya’nın Kitzbühl şehrinde toplanan bir bilginler kurulu gizli bir anlaşma imzaladılar. Yıllar sonra medya da sızan bu anlaşmaya göre iki konu üzerinde konuşuldu.
A- Güneş sistemindeki gezegenlerde varolabilecek toplumlarla ilişkiler kurmak.
B- Üstün insan ve robotların yapımını incelemek ve denetlemek.
Bilim adamları araştırmalarını gizlice bile olsa bugün de devam ettiriyorlar. Amaç Uzaylılarla temasa geçip bilgiye ve üstün teknolojiye sahip olmak? İşte buna en güzel örnek 1952 yılında ABD’de düşen Uçan Daire’yi bulan Amerikalılar en iyi delildir.
 
Uğur bozdak