İnsanlık var oluşundan bugüne dünyanın sonunu tahmin etmeye çalışıyorlar. Eski medeniyetlerin tarihe bıraktıkları izleri araştırırken bulunan bulgularda kıyamet günü tahminlerinden oluşan büyük bir kütüphane bulabiliriz. Aralarında aklımıza takılan en büyük soru, Sümerlerin dünyanın sonunu tahmin edip etmediğidir.
Bulunan eski kehanetleri bir çoğu modern dünyada tartışmalara yol açmıştır. Eski işaretleri birleştiren ve şimdiki veya yakın gelecekte yol açması muhtemel felaket tarihlerini ​​yorumlayan insanlar, Bugüne kadar bu felaketleri veya “dünyanın sonu”nu birkaç kez yaşadığımızı ortaya çıkardı.
En büyük dünya sonu tahminlerinin bazıları, kutsal kitaplarda yeralmaktadır . Daha Sonra , Maya takvimi bittiğinde dünyanın 2012’de sona ereceği endişesi gibi başka teoriler de ortaya atılmıştır.
Bir süredir tartışılan ancak 2017 gibi yakın bir zamanda tekrar hararetlenen senaryolardan biri ise, dünyanın Nibiru gezegeni ile yaşayacağı çarpışma nedeniyle sona ereceğidir . Nibiru’yu çevreleyen efsanelerin çoğunluğu dünyadaki ilk uygarlıklardan biri olan antik Sümerlere dayanmaktadır.
Peki Sümerler aslında dünyanın sonunu mu tahmin ediyorlardı, yoksa Nibiru öngörüsü içinde başka bir teoriyi mi barındırıyor ?
Sitchin Araştırmaları ve Eski Astronotlar
Nibiru’yu çevreleyen ilgi ve spekülasyonların çoğu, Zecharia Sitchin‘e kadar uzanıyor .
Sitchin (1920-2010), eski Sümer ve Akadca metinlerini veya tabletlerini çevirmek için çalışan araştırmacı yazardır . Tercümelerini ikonografinin yorumlarına bağlayan Sitchin, Sümerlerin bahsettiğimiz Nibiru gezegeninin dünyanın sonu olduğunu düşündüğü ve tanrılarının hepsiyle iç içe geçtiği bir teori geliştirdi.
Teorilerinin yer aldığı çok satan kitabı Onikinci Gezegen’nin çıkmasıyla , dünyanın her yerindeki insanlar bu teoriler üzerine konuşup fikir üretmeye başladılar.
Aşağıda, Sitchin’in çalışmalarını, Nibiru’yu ve dünyanın sonunu çevreleyen günümüzde oluşan tartışmaların kilit yönlerini ele alacağız.
Sümerler kimdi?
Sümer medeniyeti , varlığı hakkında bir çok referansı olan ilk Medeniyetlerden biridir; Sümerler Mezopotamya’nın kuzeyine yerleşmiş ve birçok büyük kentten oluşmuş gelişmiş bir topluluktur.
Çok fazla arkeolojik kanıt kalmamasına rağmen, dilleri, kültürleri ve yaşam biçimleri hakkında fikir sahibi olduğumuz tabletler ve yazıtları günümüze ulaşmıştır.Bilim adamları mitolojilerinden ve hikayelerinden oluşan zengin bir metni ortaya çıkarmışlardır.
blank
Nibiru / Gezegen X
Şimdiye kadar Nibiru’dan çok bahsetmişizdir , ama asıl önemi nedir?
Nibiru, güneş sistemimizde yer alan Sümerlerin belgelediği ve adlandırdığı ek bir gezegendir.
Sitchin’e göre Sümerler yalnızca Nibiru’nun farkında değil, ayrıca bu toplum için özel bir öneme sahip olduğunu hatta sayısız gezegenle çevrili bir güneşin ikonografisi kullandıklarını ortaya atmıştır.
Ancak eski sümerlere kıyasla çok daha gelişmiş bir teknolojiye sahip olmamıza rağmen kendi güneş sistemimizde bilmediğimiz fazladan bir gezegen nasıl olabilir?
Sitchin bu soruyu yanıtı ise, aynı zamanda “Gezegen X” olarak da adlandırılan Nibiru’nun önerilen yörüngesinin güneş etrafındaki tam bir dönüşünün yaklaşık 3.600 Dünya yılına eşit olduğu şeklindedir ve böylece sadece birkaç bin yılda bir gezegen ile temasa geçebiliyoruz. Sitchin, birkaç İncil ve tarihi olayı da Nibiru’nun mevcudiyetine bağlar, hatta Kutsal Kitaplardaki büyük selin Nibiru’nun neden olduğu yerçekimsel kuvvet sebebiyle meydana geldiğini iddia eder.
Bununla birlikte, gezegenin kendisinden daha büyüleyici olan ise, onun sözde sakinleridir.
Anunnaki ve İnsan Irkının Evrimi
Basitçe söylemek gerekirse, “Anunnaki” terimi, Sümerler, Akkadiyenler, Babiller ve Asuriler tarafından tapılan tanrılarını ifade eder. Bu tanrılar göklerin tanrısı An’dan doğmuştur. Başka kültürlerde ortaya çıkan daha yaygın tanrılar ve tanrıçalar, daha sonraki Ishtar’la sık sık gündeme gelen Marduk ve Inanna’yı içerir.
Eski Sümerler diğer toplumların çoğu gibi bir grup tanrıya ibadet ettiler, Bu eski Sümer mitolojisinin ve dinin Nibiru gezegeniyle ne ilgisi var?
Peki ya Anunnaki bir tanrı değil sadece bir uzaylıysa?
Sitchin’in Anunnaki teorisi, Eski Uzaylılar teorisinde görmeyi beklediğiniz şeye tam olarak uyuyor .
Eğer Sitchin’in teorisine göre gidersek, Anunnaki Nibiru gezegenine özgü gelişmiş bir ırktı ve Dünyaya madenleri, özellikle de altınları için geldiler.
Dünya’ya geldiklerinde, köleleri olarak hizmet etmesi ve beden işçiliği yapması için insanları yarattılar ve yetiştirdiler. Sitchin bu teorisini evrimsel boşlukları ve eksik bağlantıları açıklamak için kullanır. Ve böylece, daha güçlü ve ileri düzeyde olan Anunnaki, dünyada gerçekten de tuhaf ve gelişmiş yabancılar olduklarında, insan köleleri arasında tanrılar olarak tanımlandılar.
Bu fikir, şimdilerde popüler olan “eski astronotların” ya da yakın geçmişte gelişmiş medeniyetlerin yabancı gezegenlerden Dünya’ya geldiği ve tanrı olarak ortaya çıktığı teorisi ile uyumludur. Bu teori seti, şaşırtıcı eski teknolojiyi ve yapıları bir şekilde açıklamak için sıklıkla kullanılır.
Sitchin, Anunnaki teorisini, İncil’e ait Nephilim veya insanlıkla iç içe geçtiği söylenen “Tanrı’nın oğulları” ile de birleştirir.
Dünyanın sonu?
Peki, tüm bunlar dünyanın sonuna nasıl bağlanıyor? Her şey Nibiru’nun dönüşüne ve güneşin etrafındaki yola bağlı.
Sitchin tarafından önerilen zaman çizelgesi kapalı olsa da, birçok kişi son yıllarda Nibiru’nun gelişinin yakın olduğunu iddia etmektedir. Bir çok insan, yörüngesinin yıllardır bize yakın olduğunu, ancak NASA’nın bunu bizden gizlemek için çaba gösterdiğini söylemektedir.
Çoğu kişi, Dünyada gerçekleşecek olan felaketin belki de başka bir büyük sele yol açacak olan Nibiru’nun çekim kuvveti olduğunu iddia etmektedir. Diğer bir kesim ise dinozorları yok oluşa sürükleyen bir asteroid etkisine benzer kıyamet beklentisi içindedir.
Tam etki ne olursa olsun, fikir birliği Nibiru’nun gelişinin bildiğimiz dünyanın sonu anlamına geldiğidir.